Ömrümüzden bir bayram daha geçip gidiyor, eksiklerimiz, uzaklarımız, hasretlerimiz, sevdiklerimiz gülüşlerimizle. İki sene önce bayram bizim için gözyaşı olmuştu. Evlerimizden dışarı çıkamıyor, sevdiklerimize sarılamıyorduk, yani bugün yaşarken şikayet ettiğimiz şeyleri o gün şükürle yadediyorduk. Görüntülü konferansları gözyaşları içinde kapatıyor, bir dahaki bayramı bir arada geçirebilmek için dualar ediyorduk.
Zaman nasıl da değiştiriyor bir çırpıda beklentilerimizi. Nasılda sahip olduklarımızın nankörü, isteklerimizin kölesi oluyoruz. Eski bayramlar diye cümleye başlıyor ama yeni dünya düzeni ile yarışıyoruz. Tatile gidemediği için üzülen, parasızlıktan dem vuran insanları dinledikçe aynı kişiler mi diye soruyorum içimden. Özgürsün iki sene önce olmadığı kadar, hatırla o günkü hayallerini, gitsek mi gitmesek mi dediğin insanlara bir zamanlar hasretle bakıyordun ne değişti? Aynı kişi mi kuruyor bu cümleleri?
Bayram yan yana olmak, gülüşleri birbirine karıştırmak, beraber sohbetlerin tadına doyamamak değil miydi? Bugün bunları yapabildiğimiz için sevinmeliyiz, ertelemek sadece kaybettiriyor unutmayalım.
Yürek mesafelerinin kapandığı, huzurun bâki olduğu nice bayramlar dilerim..